SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMESİ FESHEDİLEN İŞÇİNİN ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE HÜKMEDİLDİ!

Anayasa Mahkemesi (“AYM”) 7/2/2024 tarihli ve 2019/14799 başvuru numaralı kararı ile, sosyal medya paylaşımı nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

AYM başvurusunda özetle; kitap ve kırtasiye alanında faaliyet gösteren özel bir şirkette işçi olarak çalışan başvurucunun, işyeri hakkında sosyal medya üzerinden olumsuz paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle iş sözleşmesi sona erdirilmesi üzerine, feshin geçersizliğinin ispatı ve işe iade talebi ile açtığı davanın ve akabinde İstinaf başvurusunun da reddedilmesi sonucunda özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini belirterek AYM’ye başvurduğu görülmektedir.

AYM yaptığı değerlendirmede;

  • Başvurucunun iddialarının iş sözleşmesinin feshedilmesine ve açtığı işe iade davasının reddedilmesine ilişkin işlemler bütününe yönelik olduğunu ve bu kapsamda kişilerin mesleki hayatlarının onların özel hayatlarıyla sıkı bir irtibatının olduğu ve meslek hayatlarına yönelik tedbirlerin ya da müdahalelerin söz konusu olduğu dava süreçlerinde özel hayata saygı hakkının gündeme geldiğinin yadsınamaz olduğunu,
  • Bununla birlikte öncelikle mesleki hayata yönelik tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat kapsamında görülmeye uygun olduğu veya başvuru konusu edilen uyuşmazlıkların hangilerinin bu bağlamda uygulanabilir kabul edileceği hususlarında belirlenen ölçütlerin dikkate alınması gerektiğini,
  • Emsal olarak 2018/10286 başvurulu numaralı kararında, özel hayata ilişkin hususların kişinin mesleği ile ilgili tasarruflara esas alındığı durumlarda özel hayata saygı hakkınınuygulanabilir olduğuna ve özel hayata ilişkin herhangi bir nedene dayanılmaksızın mesleki hayata yönelen müdahalelerin özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilmesi için gerekli olan koşulların neler olduğuna ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulunduğunu,
  • Belirtilen kararda açıklanan kriterler kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, başvurucunun mesleki hayatına yönelik olarak alınan tedbirin özel hayata ilişkin herhangi bir nedene dayanmadığı,
  • Bununla birlikte başvurucunun mesleki hayatına yönelik müdahalenin onun özel hayatını ciddi şekilde etkilediği, bu etkinin belirli bir ağırlık düzeyine ulaştığı ve alınan tedbirin başvurucunun başkaları ile ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânını önemli ölçüde zayıflatmasına, sosyal ve mesleki itibarını koruyabilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurmasına yol açacağını belirtmiştir.

Yukarıdaki sebepler kapsamında, sonuca dayalı nedenlerle başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.

AYM ek olarak, ilgili başvuruda yapılması gerekenin; başvurucu ile işveren arasındaki iş sözleşmesini işverenin feshetmesi üzerine kamu makamlarınca etkili bir yargısal sistem kurulup işletilerek başvurucunun özel hayata saygı hakkı ile, işverenin menfaatleri arasında adil bir denge kurulmak suretiyle devletin pozitif yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde başarılı olunup/olunmadığını belirlemek olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, 4857 sayılı İş Kanun’un (“Kanun”) 18. maddesinde belirsiz süreli iş sözleşmelerinin işveren tarafından sona erdirilmesinde geçerli bir sebep bildirme zorunluluğu getirildiğini, işçinin davranışlarının işyerindeki üretim ve iş ilişkisi sürecine olumsuz bir etkisi yoksa bu davranışların iş sözleşmesinin feshinde geçerli bir sebep olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını ifade etmiştir. Bu noktada, işçinin sosyal medya paylaşımlarının fesih nedeni olarak kabul edilebilmesi için bu paylaşımların işin yürütülmesine olumsuz etkileri ile birlikte iş sözleşmesinin sürdürülmesinin işveren açısından beklenemeyeceğinin işveren tarafından tam olarak ortaya konulması gerektiğini belirtmiştir.

Ancak ilgili başvuruda; başvurucunun sosyal medya paylaşımlarının işveren ile aralarındaki güven ilişkisini zedelediği kabul edilmesine rağmen, başvurucunun paylaşımlarının ne fesih gerekçesinde ne mahkemelerin gerekçesinde yer aldığı, mahkemelerin bu hususta bir değerlendirme yapmaksızın davanın reddine karar verdiği tespit edilmiştir.

AYM bu değerlendirmeler sonucunda; derece mahkemelerince özel hayata saygı hakkına ilişkin olarak Anayasa’da belirtilen güvencelerin gözetildiği özenli bir yargılama yapılmadığı, dolayısıyla anayasal güvencelerin korunması açısından devletin yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşıldığından Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

GRC LEGAL Yorumu

Daha önce incelemiş olduğumuz AYM’nin 14.06.2023 tarih 2019/10975 başvuru numaralı kararında; işbu kararda olduğu gibi, işçilerin sosyal medya paylaşımları sebebi ile iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilmesinin Anayasa ile güvence altına alınan özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine karar verilmişti. Bu kapsamda, AYM’nin işçilerin sosyal medyalarında yaptıkları paylaşımları incelerken; paylaşımların işin yürütülmesine olumsuz etkilerinin işveren tarafından tam olarak ortaya konulması gerekliliği, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi halinde işverenin geçerli bir sebep bildirme zorunluluğu ve yargılama aşamasında mahkemelerin işçilerin özel hayata saygı hakkı ile işverenin menfaatleri arasında adil bir dengeyi kurması gibi hususları değerlendirdiği gözlemlenmektedir. Bu noktada, adil ve özenli yargılama yapılmasının önemi ve kişinin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının öncelikli olması gerektiği AYM tarafından gözetilerek verilen kararların son derece yerinde olduğu kanaatindeyiz.