DAVA ŞARTI ARABULUCULUK SÜREÇLERİNE YÖNELİK İSTİSNALAR
İçindekiler
ToggleKira Uyuşmazlıklarında Uygulanacak Arabuluculuk İstisnaları
7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (“HUAK“) 01.09.2023 tarihinde 18/B maddesi eklenerek ilgili maddenin 1/a bendinde arabuluculuğa elverişli nitelikte olan tüm kira uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunlu hale getirilmişse de özel durumlara yönelik istisnai haller saklı tutulmuştur. Bu kapsamda;
- Kira uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğu getiren bu hüküm, 01.09.2023 tarihinden önce açılan ve derdest olan davalarda,
- HUAK 18/B maddesinin 1/a bendinde kiralanan taşınmazların 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na (“İİK”) göre ilamsız icra yoluyla tahliyesinde, (Kiraya verenin Sulh Hukuk Mahkemesi’nde itirazın iptali yoluna başvurması halinde ve yine kiracının, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, İİK 72. madde gereğince borçlu olmadığının tespiti için açacağı menfi tespit davası ile takibe itirazda bulunmadığı yahut yaptığı itirazının kaldırılması sebebiyle borçlu olmadığı bir parayı kiraya verene ödemek zorunda kaldığı durumlarda yine Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açacağı istirdat davası öncesinde de arabuluculuk yoluna başvurmasının zorunlu olduğu kabul edilmektedir[1].)
- Tarafların her ikisinin de tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan bir kira uyuşmazlığı kapsamında İcra Mahkemesi’nde başvurulacak olan itirazın kaldırılması yolunda dava şartı arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. (Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılacak olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları bakımından ise dava şartı arabuluculuk yoluna başvurmak zorunlu kabul edilmektedir.)
Tüketici Uyuşmazlıklarında Uygulanacak Arabuluculuk İstisnaları
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun (“TKHK”) 73/A maddesinde tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk kapsamı dışındaki istisnalar belirtilmiştir. Bu kapsamda;
- Tüketici Hakem Heyeti’nin görevi kapsamında kalan uyuşmazlıklarda ve TKHK’nın 68. ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6. Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ’de yer aldığı üzere 2024 yılı için yapılacak başvurularda değeri 104.000 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda görevli olan İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri’nde görülecek uyuşmazlıklarda,
- Tüketici Hakem Heyeti kararlarına yapılan itirazlarda,
- TKHK 73/6 maddesi kapsamında haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve TKHK’ya aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulmasına yönelik Tüketici Mahkemesi’nde açılan davalarda,
- TKHK 74/1 maddesi kapsamında seri üretimi yapılan bir malın üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılmasına ilişkin davalarda,
- Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve TKHK’ya aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla Tüketici Mahkemeleri’nde açılan davalarda,
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından kaynaklanan uyuşmazlıklarda,
- Derdest davalarda dava şartı arabuluculuğa başvurma yükümlülüğü bulunmamaktadır.
İş Hukuku Kapsamındaki Uyuşmazlıklarda Uygulanacak Arabuluculuk İstisnaları
- 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3. maddesinin 3. Fıkrasında “İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”şeklinde düzenleme yapıldığı ve buna göre iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri ile bu taleplerle ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında, dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları doğrudan mahkemeye taşınabilmektedir.
Ticari Uyuşmazlıklarda Uygulanacak Arabuluculuk İstisnaları
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinde yazılı “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile arabuluculuğun bir dava şartı olduğu durumlar belirtilmiştir. Bu kapsamda ilgili maddede bahsi geçen ticari davalardan konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları ve TTK’nın 4. maddesinde yazılı haller dışında kalan hallerde arabuluculuk bir dava şartı olarak görülmemektedir.
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarında Uygulanacak Arabuluculuk İstisnaları
- 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesi ile ortaklığın giderilmesi davaları için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre birlikte ortaklığın giderilmesi davalarında zorunlu arabuluculuk süreci 01.09.2023 tarihinde başlamıştır ve bu tarihten önce açılan derdest ortaklığın giderilmesi talepli davalarda arabuluculuk yoluna başvurma gerekliliği bulunmamaktadır.
Son olarak;
HUAK 18/A-18 maddesinde “Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır. Buradan yukarıda sayılı uyuşmazlıklarda tahkim yolunun veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolunun sözleşmede kararlaştırıldığı veya kanunda belirtildiği durumlarda arabuluculuğun zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. |
[1] Süleyman Burak Gündoğdu, “Kira Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Uygulaması Üzerine Bazı Düşünceler”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (NEÜHFD), Cilt: 6, Sayı: 2, 2023, s. 854, E-ISSN: 2667-4076.