2023 Temmuz-Aralık Mevzuat Bülteni
İçindekiler
ToggleTAŞINMAZ TİCARETİ HAKKINDA YÖNETMELİK VE İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITLARININ TİCARETİ – HAKKINDA YÖNETMELİK
01.08.2023 tarihli 32295 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin usul ve esasları düzenleyen “İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik” ve taşınmaz ticaretine ilişkin usul ve esasları düzenleyen “Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik” kapsamında başkalarına ait taşınmazların ve ikinci el motorlu kara taşıtlarının satışına yönelik ilanlara elektronik ortam sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin uymakla yükümlü olduğu hususlarda değişikliğe gidilmiştir.
Bu kapsamda;
- Gerçek kişinin adı, soyadı ve T.C. kimlik numarası ya da yabancı kimlik numarası ile telefon numarasını; tüzel kişinin unvan ve telefon numarasını üyelikten veya ilanın yayımlamasından önce doğrulama yükümlülüğü, doğrulanmış bilgilerin güncelliğini koruma ve bu bilgileri saklama yükümlülüğü,
- İlana konu taşınmazın veya taşıtın ilan veren üyeye veya bu üyenin gerçek kişi olması halinde birinci ve ikinci derece kan hısımlarına veya eşine ait olduğunu ya da ilanı veren üyenin ilana konu taşınmaz sahibi tarafından yetkilendirildiğini ilanı yayımlamadan önce doğrulama yükümlülüğü,
- Piyasa yapısını bozucu veya tüketiciyi yanıltıcı ilanları önlemeye yönelik tedbirleri alma, etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarının ve tüketicinin korunması amacıyla Bakanlıkça alınan tedbirlere uyma yükümlülüğü getirilmiştir.
- Yukarıdaki değişikliklere ek olarak, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik ‘in 12. maddesinin 2. fıkrasında detaylandırılan diğer internet ortamındaki ilanlara ilişkin yükümlülükler ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’in 13. maddesinin 4. fıkrasında detaylandırılan ikinci el motorlu kara taşıtının tanıtımı ve ilanına ilişkin yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının d bendinde düzenlenen Bakanlıkça yapılan ikincil düzenlemelere uymayanlara her bir aykırılık için 10.000 Türk lirasından 100.000 Türk lirasına kadar idari para cezası, Yönetmelikler’in diğer hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 18. maddesinde öngörülen idari para cezalarının uygulanacağı hükmü getirilmiştir.
7194 DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Anayasa Mahkemesi’nin 2020/11 E., 2023/98 K. sayılı ve 18.05.2023 tarihli kararı sonucunda 7194 sayılı Kanun’un vergi güvenliğine ilişkin 7. maddesinin 2. fıkrası, yükümlülüklerini yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere erişimin engellenmesinin öngörülmesi suretiyle özünde bir tür süresiz işyeri kapatma cezasının verildiği, hem aynı mükelleflere başka vergiler bakımından uygulanmayan hem de diğer tüm mükellefler hakkında geçerli olmayan bir yaptırımın dijital hizmet vergisi mükellefleri bakımından uygulanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş olduğu hizmetlere erişimin engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilmesinin haberleşme hürriyetini ihlal ettiği, zira haberleşmenin engellenebilmesi için Anayasa maddelerinde sayılı gerekçeler ve usulüne göre verilmiş hâkim kararının gerekli olduğu, ayrıca düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne de müdahale teşkil ettiği ve bu durumun Anayasa’nın 10., 13., 22. ve 26. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Mülga maddede; beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine gönderilen ihtarların Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde ilan edilmesinden itibaren 30 gün içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karar verileceğine ve bu kararın erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderileceğine, engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren 24 saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirileceği hususları belirtilmekteydi.
AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ
Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde esas alınacak olan ücret tarifesi, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tarafından belirlenerek 21.09.2023 tarihinde 32316 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
- “Avukatlık Ücretinin Kapsadığı İşler” başlıklı 2. maddeye “Hangi sebeple olursa olsun, temyiz veya istinaf başvurusu üzerine verilen bozma veya kaldırma kararı sonrasında hükmolunan yargı kararlarında, hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.” hükmü eklenmiştir.
- Tarife’nin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 3. maddeye “Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz.” fıkrası eklenmiştir.
- Tarife’nin “İcra ve İflas Müdürlükleri ile İcra Mahkemelerinde Ücret” başlıklı 11. maddesinde İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti kapsamında yapılan takipler için 2022-2023 yılında icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücret 11.250 TL iken 2023-2024 yılında 22.500 TL olarak belirlenmiştir.
- Yapılan düzenleme ile Tarife’nin 14. Maddesi’nin 1. fıkrasında yer alan “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekil ile temsil edilen katılan lehine bu Tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilmesi” hususuna ilişkin olarak katılanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) gereğince görevlendirilen vekili bulunması durumunda kovuşturma için ödenen ücret mahsup edilerek uygulanması; aynı maddenin 4. fıkrasında yer alan “beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi” hususuna ilişkin olarak sanığın CMK gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda da kovuşturma için ‘Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanması kararlaştırılmıştır.
- Arabuluculuk faaliyetleri kapsamında arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 2022-2023 döneminde 2.400 TL maktu ücrete hak kazanmakta iken 2023-2024 yılında ilgili ücret 4.600 TL olarak kararlaştırılmış olup 28.750 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti 4.600 TL olarak belirlenen maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenmiş ve ücretin asıl alacağı geçemeyeceği vurgulanmıştır.
ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA İHRACI İLE ÖDEME HİZMETİ SAĞLAYICILARI HAKKINDA YÖNETMELİK
07 Ekim 2023 Tarihli ve 32332 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işbu Yönetmelik’te yapılan değişiklikler kapsamında;
- “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin zz bendinde “Dijital Cüzdan” tanımı yapılmıştır. İlgili tanıma göre dijital cüzdan; müşterinin tanımladığı ödeme hesabına veya ödeme aracına ilişkin bilgilerin saklandığı, bir elektronik cihaz, çevrim içi hizmet veya uygulama olarak sunulan ve müşteriye, tanımladığı ödeme hesabı veya ödeme aracına ilişkin bilgileri kullanarak ödeme işlemi gerçekleştirme imkânı sağlayan ödeme aracını ifade etmektedir.
- Aynı maddenin c bendinde geçen “Anonim Ön Ödemeli Araç” tanımına Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (“MASAK”) genel tebliğinde belirtilen parasal sınırlar dahil edilmiştir. Böylelikle herhangi bir şekilde ödeme hesabına bağlı olmayan ve kimlik tespiti veya doğrulaması yapılmamış, önceden ödeme ya da yükleme yapılması suretiyle kullanılabilir hale gelen, tekrar yükleme yapılma imkanı bulunan veya bulunmayan şekilde ihraç edilebilen ve yüklenen bakiye kadar kullanıma izin verilen ön ödemeli araçlar MASAK mevzuatı ile uyumlanmıştır.
- İlgili Yönetmelik’te “Dijital Cüzdan Hizmeti” başlığına 4/A maddesi eklenmiştir. Bu maddede; hassas müşteri verilerini mevzuatın izin verdiği sınırlar çerçevesinde işyeri veya ödeme hizmeti sağlayıcısı adına saklayan, müşteri ile hiçbir şekilde hukuki bir işleme doğrudan taraf olmayan, müşteri nezdinde ödeme işleminin saklamayı yapan tüzel kişi aracılığıyla gerçekleştiği izlenimi yaratmayan, ödeme işleminin hiçbir anında saklamayı yapan tüzel kişinin ödeme işlemine konu fonun sahibi olmadığı ve yürütülen faaliyete ilişkin hak ve yükümlülüklerin açık bir şekilde taraflar arasında yapılan sözleşmede belirlendiği hizmetler, Yönetmelik kapsamında dijital cüzdan hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği ve bu fıkra kapsamında hassas müşteri verilerini mevzuatın izin verdiği sınırlar çerçevesinde işyeri veya ödeme hizmeti sağlayıcısı adına saklayan kişiler, müşteriye karşı tek başına bu hizmetin görünen yüzü olamayacağı hükmü düzenlenmiştir.
- Banka tarafından ödemeler alanının gelişimi için gerekli olduğuna karar verilmesi durumunda, müşterinin ödeme hizmeti aldığı kuruluş ile arasında halihazırda başka bir ödeme hizmeti ile ilgili olarak çerçeve sözleşme bulunması kaydıyla, banka tarafından belirlenen ilave ödeme hizmetlerinin sunumu için müşterinin onay ve talebinin alınması şartı uygulanamayacağı, ilave ödeme hizmetinin bu kapsamda sunulmaya başlanmasından önce 44. maddenin 1. ve 2. fıkraları kapsamında gerekli bilgilendirme yapılacağı ve müşteri tarafından ilave ödeme hizmetinin istenmediğinin belirtilmesi durumunda ilave ödeme hizmeti sunulmayacağı hükmü işbu Yönetmelik’e eklenmiştir.
4447 SAYILI İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNU
Anayasa Mahkemesinin 1/6/2023 Tarihli ve E: 2021/5, K: 023/109 Sayılı Kararı ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda yer alan Geçiçi Madde 27 ve Geçiçi Madde 29 yürürlükten kaldırılmıştır.
- Hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na (“SGK”)bildirilmeksizin çalıştırıldığı işveren tarafından kabul edilenlere, işveren tarafından bu şekilde çalıştırıldıkları döneme ilişkin olarak ücret ve ücrete bağlı hakları hariç olmak üzere diğer haklarından feragat etmiş sayılır ve bu şekilde çalıştırıldıkları dönemde ilgili mevzuatı uyarınca daha önce yararlanmış oldukları sosyal yardım ve diğer hakların borç çıkarılamayacağına ilişkin hüküm; işçinin SGK’ya kayıtlı hâle getirilmesinin işveren tarafından sağlanmış bir lütuf olmayıp işverenin kanuni yükümlülüğü olması, işçinin kayıtlı hâle getirilmesinin onun lehine getirilmiş ve yasal haklarının ötesine geçen bir avantaj olarak görülemeyeceği, işverenin yükleneceği külfetin hafifletilmesi amaçlanıyorsa bile işçinin kanuna aykırı olarak çalıştırılmasından doğan haklarının feragat ettirilmemesi gerektiği ve işverene yönelik olarak getirilecek bu tür teşviklerin külfetinin işçiye yükletilemeyeceği gerekçeleri ile Geçici Madde 27 iptal edilmiştir.
- Korona virüs sebebiyle işverenlerin uyguladığı zorlayıcı sebebe bağlı olarak gerçekleştirilen gerekçeli kısa çalışma başvurularının alınması, değerlendirilmesi ve ödenmesine ilişkin işlemler hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Kurum personeline herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği ve bu kapsamda 2020 Ekim ayı ve öncesi döneme ait işverenlerin hatalı işlemlerinden kaynaklanan fazla ve yersiz ödemelerden bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsil edilmemiş olanların terkin edileceği, tahsil edilenlerin ise iade veya mahsup edilemeyeceği hükmü, Anayasa’nın 129. maddesinin 5. fıkrasına göre kamu görevlisinin neden olduğu maddi zararın kamu görevlisine rücu edilmek şartıyla idare tarafından karşılanması gerektiği, ancak Geçici Madde 29’un kamu görevlisinin sorumluluğunu ortadan kaldırmak suretiyle söz konusu Anayasa hükmüyle çeliştiği gerekçesiyle iptal edilmiştir.
ELEKTRONİK TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ
29.11.2023 tarihli ve 32384 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik uyarınca, Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 7. maddesine getirilen ek fıkra ile tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olmayan gerçek ve tüzel kişilere elektronik tebligat adresi almak için başvuru seçenekleri genişletilmiştir.
0/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler, Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, kanunla kurulanlar da dâhil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri, noterler, baro levhasına yazılı avukatlar, sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler, idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birimler haricinde kalan elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olmayan gerçek ve tüzel kişilerin e-Devlet Kapısı vasıtasıyla UETS üzerinden iki aşamalı kimlik doğrulama yöntemi ile elektronik tebligat adresi almak için başvuru yapmaları mümkün kılınmıştır
Ek olarak, muhatabın elektronik tebligat adresine PTT tarafından verilen şifreyle erişim sağlamak istemesi halinde gönderilecek tek kullanımlık doğrulama kodunun, muhatabın tercihi dahilinde SMS veya elektronik postayla iletileceği hükmü getirilmiştir.
7887 ANONİM VE LİMİTED ŞİRKETLER İÇİN EN AZ SERMAYE TUTARININ ARTIRILMASINA İLİŞKİN KARAR
25.11.2023 tarihli ve 32380 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7887 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile anonim ve limited şirketlerin Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) belirtilen en az sermaye tutarında değişiklik yapılmıştır. En az sermaye tutarı, TTK’nın 332. maddesinde anonim şirketler için 50.000 TL ve kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler için 100.000 TL olarak belirlenmiş iken bu tutar limited şirketler için 580. madde hükmünde 10.000 TL olarak öngörülmüştü. Yapılan değişiklik ile bu sınır anonim şirketler için 250.000 TL kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler için 500.000 TL ve limited şirketler için ise 100.000 TL değerinde olacak şekilde artırılmıştır.
Söz konusu değişiklik 01.01.2024 tarihi itibariyle yeni kurulacak anonim ve limited şirketler için geçerli olmakla birlikte Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan duyuruda sermayesi yeni tutarın altında kalan mevcut şirketlerin sermayelerini bu tutarlara yükseltme zorunluluğu bulunmadığı ancak özkaynak yapılarını güçlendirmek bakımından sermayelerini en az belirlenen yeni tutar seviyesine artırmalarında fayda bulunduğu ifade edilmiştir.
6306 SAYILI AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN
09.11.2023 tarihli ve 32364 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “7471 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (“Kanun”) hükümlerinde önemli değişiklikler yapılarak yeni hükümler eklenmiştir. İlgili değişiklikler kapsamında;
- Kanun kapsamına Kentsel Dönüşüm Başkanlığı (“Başkanlık”) tanımı eklenmiştir. Böylelikle, eski düzenlemede Bakanlık tarafından yürütülen birçok işlem Başkanlık’a devredilmiştir.
- Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya İdare’nin riskli yapı tespiti yapılmasının engellenmesi halinde bu kurumların talebi neticesinde mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları/alanları açmak veya açtırmak suretiyle re’sen tespit yapılacaktır/ yaptırılacaktır. Yapılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerce yapılacak itirazlar için 15 günlük süre öngörülmüştür.
- Riskli yapıların ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliği hususunda “ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ yerine kaim olmak üzere, tespite ilişkin bilgileri ihtiva eden tutanak yapıya asılır, maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilir ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilir. Riskli yapı tespit işlemi, muhtarlıkta yapılan ilanın son günü ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılır. Riskli yapılar, ayrıca Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın internet sayfasında 15 gün süre ile ilan edilir.” hükmü getirilmiştir.
- Ayrıca 7. fıkrada yapılan değişiklik ile rezerv yapı talebi koşulları belirtilmiştir. Bu kapsamda “Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince mülkiyetlerindeki taşınmazların rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi talebinde bulunabilmesi için; bu taşınmazların yapılaşmaya esas arsa metrekaresinin yüzde otuzunun mülkiyetinin devrine muvafakat edilmesi veya aynı miktarın değerinin dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilmek üzere Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na verilmesi gerekir.” hükmü getirilmiştir.
- Kanun’un 5. maddesi ile anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine, kiracılarına ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı ve yapım için yardım yapabilecek olup yapım için yapılacak yardımın usul ve esaslarının Cumhurbaşkanınca belirleneceği esası getirilmiştir. Ayrıca riskli yapıların yıktırılması için maliklere 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecektir. Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda ise Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya İdare talebi neticesinde mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları/alanları açmak veya açtırmak suretiyle tahliye yapılacaktır/ yaptırılacaktır.
- İlgili yapıların tahliyesi ve yıktırılmasına ilişkin ayni ve şahsi hak sahiplerine yapılacak tebligat hususunda ise “Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesine ve yıktırılmasına ilişkin olarak ayni ve şahsi hak sahiplerine yapılacak tebligat, tahliye ve yıktırmaya ilişkin tutanağın yapıya asılması, maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilmesi ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmesi suretiyle yapılır. Tahliye ve yıktırmaya ilişkin işlem, muhtarlıkta yapılan ilanın son günü ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılır. Tahliyesi istenilen yapılar, ayrıca Başkanlığın internet sayfasında 15 gün süre ile ilan edilir.” hükmü getirilmiştir.
- Hisseleri oranında salt çoğunlukla karar alan malikler, alınan kararı ve anlaşma şartlarına ilişkin teklif veya teklifin görüleceği yeri karara katılmayan maliklere noter vasıtasıyla ya da muhtarlıkta 15 gün süreyle ilan etmek suretiyle bildirecek, bildirimin gerçekleştiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ilgili teklifin kabul edilmemesi ya da incelenmemesi halinde arsa paylarının işbu Kanun kapsamında satılacağı bildirilecektir. Arsa payı satış sürecinde Başkanlıkça veya İdarece yapılacak tebligatlar, tebliğ edilecek evrakların e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilmesi ve muhtarlıkta 15 gün ilan edilmesi suretiyle yapılacaktır. Tapuda e tebligat adresi kayıtlı bulunan maliklere ise tebligat bu adres üzerinden yapılacaktır.
- Başkanlıkça yürütülen uygulamalarda, 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek bağımsız bölümlerin paylı mülkiyet esaslarına göre Başkanlık ile hisseli olması durumunda, hak sahibinin dönüşümden önceki taşınmazının tapu kaydında yer alan hak ve şerhler tapuda yalnızca hak sahibinin hissesi üzerinde devam ettirilecek, hak sahibinin üzerine kayıtlı konut nitelikli ikamet edebileceği başka bir gayrimenkulü bulunmuyor ise hak sahibine, evli ise hak sahibi ve eşine söz konusu bağımsız bölüm üzerinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) kapsamında oturma hakkı tanınacaktır.
- Kanun kapsamındaki uygulamalar ile bu uygulamalar için alınacak kararlar ile uygulamaların yürütülmesi konularında Başkanlık tarafından lisanslandırılacak kuruluşların faaliyet göstereceği belirtilerek bu kuruluşlarda inşaat mühendisi, harita mühendisi, mimar, şehir plancısı, değerleme uzmanı ve hukukçu bulunması zorunlu tutulmuştur. İlgili kuruluşların işleyiş ve yapısına ilişkin Başkanlık tarafından Yönetmelik çıkarılacak olup kuruluşların denetimi Başkanlıkça yapılacaktır. (İşbu madde hükmü 09.11.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.)
- Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılması akabinde arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için TMK hükümlerince ortaklığın giderilmesi davası açılabilecektir. Bu davanın açılmış olmasının işbu Kanun kapsamında hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluk ile karar alınmasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel oluşturmayacağı belirtilmiştir.
MESAFELİ SÖZLEŞMELER YÖNETMELİĞİ
04.11.2023 tarihli ve 32359 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Yönelik Yönetmelik” ile 23/8/2022 tarihli ve 31932 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen bazı hükümlerin yürürlük tarihi ertelenmiştir. Bu maddeler:
- Ön bilgilendirme kapsamındaki 5/1-g maddesinde geçen cayma hakkının olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi, usulü, satıcının iade için öngördüğü taşıyıcıya ilişkin bilgi ile malın bu taşıyıcıyla iadesi halinde teslim masrafını geçmemek üzere iade masraf tutarına ve hangi tarafça karşılanacağına, öngörülenin dışında bir taşıyıcıyla iadesi halinde ise iade masrafını tüketicinin karşılayacağına ilişkin bilgiler hakkında tüketiciye bildirimde bulunma yükümlülüğü,
- Satıcı veya sağlayıcının yükümlülüklerini içeren 12. maddenin tamamı,
- Aracı hizmet sağlayıcının yükümlülüklerini düzenleyen 12/a maddesi’nin 7. fıkrasında geçen malın tesliminden sonra tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda, cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarih itibarıyla bedel aktarılmamışsa cayma hakkına konu malın, iade için öngörülen taşıyıcıya teslim edildiği tarihten veya iade için öngörülenin haricinde bir taşıyıcı ile iade edilmesi durumunda da satıcıya ulaştığı tarihten itibaren 14 gün içinde, tahsil ettiği mal veya hizmet bedeli ile teslimat masraflarının tüketiciye iadesinden, satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu hükmü,
- Tüketici’nin yükümlülüklerini içeren 13. maddenin 1. fıkrasında geçen, Satıcı veya sağlayıcı, malı kendisinin geri alacağına dair bir teklifte bulunmadıkça, tüketici cayma hakkını kullandığına ilişkin bildirimi yönelttiği tarihten itibaren 14 gün içinde malı satıcı veya sağlayıcıya ya da yetkilendirmiş olduğu kişiye geri göndermek zorunda olduğu hükmü,
- Cayma hakkının istisnalarının düzenlendiği 15. maddenin 1. fıkrasında geçen karayolları Trafik Kanununa göre tescili zorunlu olan taşınırlar ile kayıt veya tescil zorunluluğu bulunan insansız hava araçlarına ilişkin sözleşmeler, tüketiciye teslimi yapılmış olan cep telefonu, akıllı saat, tablet ve bilgisayarlara ilişkin sözleşmeler, canlı müzayede şeklinde açık artırma yoluyla akdedilen sözleşmeler, tanıtma ve kullanma kılavuzunda satıcı veya yetkili servis tarafından kurulum veya montajının yapılacağı belirtilen mallardan kurulum ya da montajı yapılanlara ilişkin sözleşmelerde cayma hakkının kullanılamayacağı hususu 01.01.2025 tarihine kadar ertelenmiştir.
MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU TEBLİĞİ
04.11.2023 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği’nde (Sıra No:19) Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ (Sıra No:25) ile ilgili tebliğin “Yükümlüler İtibariyle Uzaktan Kimlik Tespiti” başlıklı üçüncü bölümüne ödeme ve elektronik para kuruluşları tarafından yürütülen işlemlerde uzaktan kimlik tespitine yönelik 5/C maddesi eklenmiştir.
- Madde hükmünde anılan Tebliğ hükümleri incelendiğinde “Uzaktan iletişim aracı ile yürütülecek süreçler” başlıklı 22. maddenin uzaktan kimlik tespiti yapılması sürecini düzenlendiği görülmektedir. Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları bu madde kapsamında yer alan şartlar dahilinde uzaktan kimlik tespiti gerçekleştirecektir. İlgili maddede kimliği tespit edilecek kişiden alınması gerekli bilgi ve belgelerin temin edilmesi, temin edilen belgenin ve belgede bulunan veri ve bilgilerin doğruluğunun esas olarak yakın alan iletişimi kullanılarak kontrol edilmesi, uzaktan kimlik tespitinin yapılabilmesi için biyometrik verilerin kullanımına ve sözleşme sürecinin uzaktan iletişim aracı ile yürütüleceğine ilişkin kimliği tespit edilecek kişinin onayının ve açık rızasının kayıt altına alınması gibi önemli şartlar yer almaktadır. Bu maddede belirtilen şartların sağlanması ile Tebliğ’in 10. maddesinde belirtilen güçlü kimlik doğrulama gerekleri yerine getirilmiş sayılacaktır.
Ek olarak, uzaktan kimlik tespiti sürecine ilişkin olarak 22. madde kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No:19) hükümleri öncelikli olarak uygulanacaktır. Ancak Anonim ön ödemeli araçlar, 5549 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında kimlik tespiti yapılması zorunlu olmayan ve sürekli iş ilişkisi kapsamına girmeyen tek seferlik ödeme işlemleri ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 5)’nin 2.2.11. maddesinin 3. paragrafı kapsamında sanal terminal hizmeti sunan tüzel kişiler için gerekli bilgi, sözleşme, dekont ve benzeri belgelere ilişkin süreçlerin işletilmesi esnasında uzaktan iletişim aracı kullanılması halinde 22. maddenin 1. fıkrası kapsamında kalan uzaktan iletişim aracı ile yürütülecek süreçlere ilişkin zaruri hususların uygulanması zorunlu değildir.
PERAKENDE TİCARETTE UYGULANACAK İLKE VE KURALLAR
HAKKINDA YÖNETMELİK
14.12.2023 tarihli ve 32399 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Perakende Ticarette Uygulanacak İlke Ve Kurallar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile birlikte 6/8/2016 tarihli ve 29793 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelik” (“Yönetmelik”)hükümlerinde önemli değişiklikler yapılmıştır.
- Amaç ve kapsam başlıklı 1. maddenin 1. fıkrasına, perakende işletmelerin yanı sıra, üretici ve tedarikçi işletmeler de dahil edilerek kapsam genişletilmiştir.
- Tanımlar başlıklı 3. maddesinin d bendinde yer alan “18/11/2005 tarihli ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” ifadesi “25/5/2023 tarihli ve 32201 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliği ile değiştirilmiş; j bendinde yer alan küçük işletme tanımı mülga edilmiş ve v bendi ile 30 gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünü tanımı yapılmıştır.
- Prim ve bedel talebi başlıklı 4. madde yürürlükten kaldırılarak “Tedarik zincirinde haksız ticari uygulamalar” başlıklı maddeye yer verilmiştir. İlgili madde hükmü uyarınca işletmelere haksız ticari uygulama yasağı getirilmiştir. Bu kapsamda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler arasındaki ticari ilişkilerde taraflardan birinin diğer tarafın ticari faaliyetlerini önemli ölçüde bozan, makul karar verme yeteneğini azaltan veya normal şartlarda taraf olmayacağı bir ticari ilişkinin tarafı olmasına sebep olan faaliyetleri haksız ticari uygulama olarak kabul edilmiştir. Madde hükmünün devamında haksız ticari uygulama kabul edilen faaliyet kapsamında ve her halde haksız ticari uygulama kapsamındaki faaliyetler sayılmıştır.
- Raf tahsisi başlıklı 11. maddeye eklenen 6. bent ile Ticaret Bakanlığı, esas işletme konusu hızlı tüketim mallarının satışı olan büyük mağaza ve zincir mağazalar ile bayi işletmeler, özel yetkili işletmeler ve şube sayısı 200’den fazla olan zincir mağazaların 250 metrekareden fazla satış alanına sahip şubelerinde tıbbi beslenme tedavisi gerektiren hastalıklara yönelik gıda ürünü satış yükümlülüğü getirmeye yetkili kılınmıştır.
- Madde 12/A kapsamında işverenlerce yemek kartı hizmeti veren kuruluşlara ve bu kuruluşlarca anlaşmalı perakende işletmelere yapılan ödemelerin süresi 30 gün olarak sınırlandırılmıştır.
2577 SAYILI İDARİ USUL KANUNU
13.10.2023 tarihli ve 32338 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2023/36 E, 2023/142, 26.07.2023 karar tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı ile birlikte tutarı itibarıyla önemsiz olduğu kabul edilemeyecek vergi, tam yargı veya iptal davasında, ilk kez bölge idare mahkemesince davacı aleyhine bir hüküm kurulması durumunda, kural nedeniyle bu hükmün denetlenememesinin kişilere aşırı külfet yüklemesi ve Danıştay’ın iş yükünün azaltılması amacı ile davacıların hükmün denetlenmesini talep etme haklarını kullanmadaki menfaatleri arasındaki dengenin davacılar aleyhine bozulması nedeniyle konusu 581.000 TL’nin altında kalan tüm vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlerden kaynaklanan davalarda ilk kez davacılar aleyhine hüküm kuran Bölge İdare Mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamamasının hükmün denetlenmesini talep etme hakkına orantısız bir sınırlama getirdiği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan “Konusu 100.000 Türk Lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar” hükmü iptal edilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın esas alınacağının açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlenmemesi nedeniyle kuralların kanunilik şartını taşımadığı anlaşıldığından Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle Kanun’un 45. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi ile Ek madde 1’in 1. fıkrasının iptal edilmesine karar verilmiştir. Böylece 45. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Ancak, konusu 5000 Türk Lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.” düzenlemesi ile ek madde 1’in 1. fıkrasında yer alan “Bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların 1000 Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” düzenlemesi iptal edilmiştir.