KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİ VE BAĞIMSIZ YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİ

Türk Hukuku’nda bağımsız yönetim kurulu (“BYK”) üyeleri, kurumsal yönetim anlayışının önemli bir unsuru olarak öne çıkmaktadır. Bu üyeler, tarafsızlık ve objektiflik ilkeleri doğrultusunda şirket yönetiminde denetim ve denge mekanizmasını sağlamayı hedeflemektedir. BYK üyeliği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK“) düzenlenmiş, ardından Kurumsal Yönetim Tebliği (“Tebliğ“), Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (“KYİ Tebliği”) ve Sermaye Piyasası Kanunu’nda (“SPK”) detaylandırılmıştır. TTK m. 1529 hükmü uyarınca, halka açık şirketlerde BYK üyelerinin bulunması bir zorunluluk olarak belirlenmiştir. SPK’da ise bağımsız üyelerin, görevlerini yerine getirirlerken tarafsız hareket etmeleri ve icra görevi üstlenmemeleri gerektiği açıkça vurgulanmıştır.

BYK üyelerinin temel amacı, şirketin uzun vadeli çıkarlarını gözeterek azınlık haklarının korunması ve çıkar çatışmalarının önlenmesi için etkin bir denetim mekanizması oluşturmaktır. BYK üyesi, şirket yönetiminde yer alan oy sahipleri veya şirketin diğer birimleri ile yönetim kurulu görevlerinin haricinde hiçbir şekilde bağ kurmayan kişilerdir. Bu süreçte kurulabilecek ilişki bağımsız yöneticinin bağımsızlığını veya objektifliğini tehlikeye sokacağı için, bağımsız yönetici ile şirket yönetimi arasındaki ilişki sadece ekonomik ilişkidir. Günümüzde ise bağımsız yönetimin ilişki kapsamı bağlı olduğu şirket ve şirket iştirakleri (grup şirketler) olarak genişletilmiştir.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin Bulunması Zorunlu Olan Şirketler

Halka açık anonim şirketlerde BYK üyesi bulunması zorunludur. Halka açık olmayan şirketlerde BYK üyesi bulunması zorunlu olmamakla beraber, bu şirketlerde BYK üyelerinin bulunması önünde de bir engel bulunmamaktadır. Tebliğ’in 1. maddesinde Tebliğ kapsamında olmayan şirketler belirlenmiştir.  KYİ Tebliği’nin 1. maddesinde ise “Bu Tebliğin amacı, Borsa Şirketlerinin esas alacakları Kurumsal Yönetim İlkelerini düzenlemektir.” hükmü yer almaktadır.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin Belirlenmesi

BYK üyelerinde bulunması gereken ilk ve en önemli özellik bu üyelerin şirketler ile herhangi bir şekilde bağ kurmamış olmasıdır. Zira bu üyeler şahsi menfaatlerini değil azınlık hak ve menfaatlerini korumak için üyelik yapmaktadırlar. Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”) tarafından yayınlanan KYİ Tebliği incelendiğinde Kurul’un BYK üyelerinde bulunması gereken özellikleri detaylı bir şekilde belirlediği görülmektedir. KYİ Tebliği’nin 4.3.6. maddesinde yer alan bu kriterler:

  • Şirket, şirketin yönetim kontrolü ya da önemli derecede etki sahibi olduğu ortaklıklar ile şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran veya şirkette önemli derecede etki sahibi olan ortaklar ve bu ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında; son beş yıl içinde önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda istihdam ilişkisinin bulunmaması, sermaye veya oy haklarının veya imtiyazlı payların %5’inden fazlasına birlikte veya tek başına sahip olunmaması ya da önemli nitelikte ticari ilişkinin kurulmamış olması.
  • Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.
  • BYK üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.
  • Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla, üniversite öğretim üyeliği hariç, üye olarak seçildikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarında tam zamanlı çalışmıyor olması.
  • Türkiye’de yerleşmiş sayılması.
  • Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ile pay sahipleri arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.
  • Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.
  • Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
  • Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması.
  • Yönetim kurulu üyesi olarak seçilen tüzel kişi adına tescil ve ilan edilmemiş olması.

Yukarıda yer alan kriterler, doktrinde genel olarak ikiye ayrılmakta ve objektif kriterler ile subjektif kriterler olarak değerlendirilmektedir.

Bağımsız üye adayları, şirketlerin yönetim kurulları tarafından belirlenmektedir ve bu sürece Kurul’un herhangi bir müdahalesi bulunmamaktadır. Kurul, bağımsız üyeleri yalnızca bağımsızlık ve belirlenen kriterlere uyum açısından denetlemektedir[1]. Bu denetimin, daha çok objektif kriterler temelinde gerçekleştirildiği söylenebilecektir.

Bilindiği üzere yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri 3 yıldır ve bu süre BYK üyeleri içinde uygulanmaktadır. KYİ Tebliği’nin 4.3.5. ilkesi uyarınca bağımsız üye olarak görev yapan kişinin birden fazla dönemde görev yapmasının önü açıktır.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi

BYK üyesinin belirli nitelikleri taşıdığına ve bağımsız olduğuna dair bir rapor hazırlanarak bu rapor şirketin yönetim kuruluna sunulur. Adaylardan oluşan liste önce Kurul’a daha sonra da genel kurula sunulur. Kurul üyenin bağımsızlığını özellikle objektif kriterlere göre değerlendirmektedir. Kurul’un olumsuz görüş vermesi halinde bu kişi şirket genel kuruluna sunulamamaktadır (Kurumsal Yönetim İlkeleri 4.3.7.). Kurul tarafından onaylanması halinde bağımsız üye genel kurula sunulur ve son kararı genel kurul alır (Bu sistem 1. grup borsa şirketleri için uygulanmaktadır, 2. ve 3. grup şirketler için Kurul onayı aranmamaktadır.)[2] [3]

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği: Görevleri ve Sınırlamalar

BYK üyeleri, şirket yönetiminde şeffaflık, hesap verilebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerini hayata geçirmek amacıyla oluşturulmuş bir mekanizmadır. Bu üyeler, ekonomik, ailevi veya diğer yakın ilişkilerle şirketin yönetimi ya da hissedarlarıyla bağlantısı olmayan, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine bağlı kalarak şirketin stratejik karar alma süreçlerine katkıda bulunan yönetim kurulu üyeleridir. Bu kriterler doğrultusunda bağımsız üyelerin görevleri genel olarak;

  • Denetim ve Gözetim: Bağımsız üyeler, yönetim kurulu kararlarının şeffaflığını ve tarafsızlığını sağlamakla yükümlüdür. Bu kapsamda, özellikle işlem bazında çıkar çatışmalarını önleyecek tedbirleri almakla görevlidirler[4].
  • Halka Açıklık ve Yatırımcı Haklarının Korunması: Halka açık anonim şirketlerde kamunun aydınlatılması ve yatırımcıların haklarının korunması için bağımsız üyelere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu kapsamda bağımsız üyeler şirket sahiplerinin, büyük hissedarlarının çıkarlarını değil yatırımcıların haklarını korumakla görevlidirler.

Yukarıda belirtilen görevler tüm bağımsız üyelerin görevlerini ifa ederken uyması gereken genel esaslardır. Bunun yanında yönetim kurulu üyelerinin olağan görevlerini de ifa etmektedirler. BYK üyeliği, olağan yönetim kurulu üyeliğine nazaran oldukça farklıdır. Bu farklılıklar yukarıda belirtilenler ile sınırlı kalmamaktadır. Yukarıda belirtilen görevler haricinde bağımsızlık hususunun temini için birtakım sınırlamalar da getirilmiştir.

BYK üyelerine, şirketin finansal performansına bağlı prim veya teşvik ödemesi yapılamamaktadır. Bu düzenleme, bağımsız üyelerin kararlarının çıkar çatışmasından etkilenmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Bağımsız üyeler şirketin kısa vadede olumlu performans göstermesini değil, uzun vadede faaliyetlerin sürdürülmesi için çalışmaktadırlar. Bu sebeple bağımsız üyelere yalnızca yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan ücret ödenmekte ve şirketin gösterdiği performans dolayısıyla ekstra ücret, prim vb. ücretler ödenmemektedir.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliğinin Halka Açık Olmayan Şirket Uyarlamaları

Bilindiği üzere kurumsal şirketler hukuku niteliği gereği yalnızca halka açık şirketlere özgü değildir. Halka açık olmayan ve TTK kapsamındaki kural ve kaidelere tabi, usulüne uygun kurulmuş ve yine usulüne uygun ticari faaliyetlerine aktif şekilde devam eden anonim veya limited şirketler başta olmak üzere, tüzel tüm yapılanmalar temsil ve ilzam organı olan kurullarına bağımsız yönetim kurulu üyesi tesis edebilmektedir. Bu süreçte doğal olarak regülatör Kurul ve SPK teması kesilmektedir ancak bağımsız yönetim kurulu üyelerinin varoluş felsefesi ve mantığının aynen devam ettiği söylenebilecektir.

Bu yapılanmalarda üyelerin seçim veya kabul kriterleri çok daha serbest olmakla birlikte üyenin yetkileri, kurul çatısı altında olmasa da birtakım ‘prosedürel’ imza veya oy hakkının olup olmayacağı, karar alma mekanizmasına hangi ölçüde etki edeceğine dikkat edilmeli; regülasyon ve regülatör şemsiyesinin olmamasından kaynaklanabilecek olası çıkar ve yetki çatışmalarının önüne geçebilmek adına alınacak önleyici tedbirler aile şirketleri başta olmak üzere hayata geçirilmelidir. Bu önleyici tedbirler kesin görev tanımları, net yetki şemaları, süreç ve görev akışlarının haritalamalarının uygun şekilde yapılması olabilecektir.

Sonuç

BYK üyeleri, kurumsal yönetim anlayışının temel taşlarından biri olarak şirketlerin şeffaflık, hesap verebilirlik ve tarafsızlık ilkelerini hayata geçirmesinde kritik bir rol üstlenmektedir. KYİ Tebliği, BYK üyelerinin bağımsızlık kriterlerini detaylı bir şekilde düzenleyerek tarafsızlık ilkesine uygun bir yapı oluşturmayı hedeflemektedir. Tebliğ, bağımsızlık ölçütleri, seçim süreçleri ve BYK üyelerinin görev kapsamını belirleyerek şirket yönetiminde etkin bir denetim ve denge mekanizması sağlamaktadır. BYK üyelerinin, yatırımcı haklarının korunması ve çıkar çatışmalarının önlenmesi açısından işlevi çalışmada ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 

KYİ Tebliği’nin önemi, şirketlerin kurumsal yönetim standartlarını yükselterek sermaye piyasalarında güven ortamı oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Tebliğ’in bağımsızlık kriterlerini açıkça tanımlaması ve BYK üyelerinin seçim sürecine yönelik düzenlemeler getirmesi, şirketlerin uzun vadeli büyümesine katkıda bulunmaktadır. 

BYK üyeleri, şirket yönetiminde bağımsızlığın ve tarafsızlığın sağlanması için kritik bir unsurdur. KYİ Tebliği, bu bağımsızlığın teminini sağlamak adına önemli bir çerçeve sunmaktadır. BYK üyelerinin şirket içi denetim mekanizmasını güçlendirmesi ve kurumsal yönetim anlayışını pekiştirmesi, şirketlerin ve sermaye piyasalarının sürdürülebilirliği açısından büyük bir değer taşımaktadır.

Son olarak, halka açık olmayan şirketlerde uyarlanabilir bağımsız yönetim kurulu üyeliği mümkün olup kontrol edilebilir, izlenebilir, ölçülebilir kurumsal bir organizasyon yapısına bağımsız üyelerin katılımıyla kurumsal sürdürülebilirliğin arttırılabileceği unutulmamalıdır.

[1] Bilgili, A. (2024). Kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde bağımsız yönetim kurulu üyeliği (Yayın No: 869875) [Yüksek Lisans, Çukurova Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurulu.

[2] Emin Avcı Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 2, 112-124

[3] Kurul tarafından 2012 yılında yayınlanan KYİ Tebliği uyarınca, borsa şirketleri piyasa değerleri ile fiili dolaşımdaki payların piyasa değerleri dikkate alınarak Yıldız Pazar (1. Grup), Ana Pazar (2. Grup) ve Alt Pazar (3. Grup) olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Kurul, bu kriterler doğrultusunda her yıl şirketlerin yer aldığı pazarları belirlemekte olup son duyuru 2024 yılında yayınlanmıştır.

[4] Hatice Kübra Kandemir, “Kurumsal Yönetim Aracı Olarak Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği: Tam Bağımsızlık Mümkün mü?” YBHD 2020/2, s. 435-472.